Network Marketing veya her hangi bir girişimcilik işine atılan insanlar zaman zaman en yakınlarından, çevrelerinden negatif şeyler duyarlar ve o an tüm moralleri bozulur, adım attıkları işe, endüstriye inançları sarsılır. Uzmanları, doğru kişileri değil yanlış kişileri dinlerler ve çabucak işin dışına itilirler.
Network Marketing veya herhangi bir alanda girişimci olacaksanız size şunu kesinlikle söylemeliyim ki hayatınız boyunca karşılaşmadığınız negatif yorumlarla, reddedilmeyle karşılaşacaksınız hem de tekrar tekrar. İnsanlar ve bazen en yakınlarınız size “sen yapamazsın” “asla olmaz” “şu kişi yapamadı sen mi yapacaksın” “yanlış yapıyorsun” diyecek veya yaptığınız işe negatif olacaklar ve bu gayet normaldir. Sahip olduğunuz ürün ve hizmetleri sevmeyen, nefret eden insanlar olacak. “bu ne biçim” “kimse para vermez” “dandik” vs. gibi yorumlarla karşılacaksınız hem de tekrar tekrar. Burada sizin başarınızı sağlayacak en önemli şey insanların yorumları, ne dedikleri olmayacak çünkü onları kontrol edemezsiniz. Başarınızı belirleyen en önemli faktör yaptığınız işe gerçekten inanıp inanmamanız olacak. Çünkü gerçekten inanırsanız tüm negatif yorumlara vs. rağmen devam edersiniz eğer gerçekten inanmazsanız yolun kenarına itilirsiniz. “Acaba doğru mu söylüyorlar?” durumuna düşersiniz. Bu gerçekten inanmadığınızın bir göstergesidir.
Bazen insanlar Network Marketing endüstrisine karşı işi anlamadıklarından veya şahsi nedenlerinden ötürü negatif olurlar, size negatif şeyler söylerler. Bu durum olduğunda umursamadan, bir onay veya kabul beklemeden, ikna etme ihtiyacı duymadan yolunuza devam mı edersiniz yoksa onlarla tartışır mısınız, moralinizi mi bozarsınız. Eğer ikincisini yapıyorsanız gerçekten inanmıyorsunuzdur. Öncelikle şunu bilmelisiniz ki gerçekten legal, değerli, büyük bir iş yaptığınıza inanıyor musunuz, biliyor musunuz? Gerçekten insanların hayatını kökünden değiştirecek bir fırsat ve ürünler sunduğunuza inanıyor musunuz? Network Marketing dünyanın en önemli iş adamları tarafından desteklenen, yatırımlar yapılan, dünyada en çok milyoner çıkartan ve de hiçbir dağıtım kanalının süremeyeceği şekilde piyasaya kaliteli, yüksek değerli ürünler süren, insanlara hiçbir işin, mesleğin sunamayacağı imkanlar sunan, milyonlarca insanın hayatını değiştiren mükemmel bir endüstridir. Bunlar gerçekler. Kalbinizin en derininden buna inanıyor musunuz?
Bu konuyla alakalı her zaman değindiğim bir örneğe değinmek istiyorum. Bir düşünün son model kıpkırmızı bir Ferrari satın alsanız ve arkadaşlarınızın yanına gitseniz. Fakat arkadaşlarınız sizinle dalga geçse, araba hakkında negatif konuşsa, “bu kadar para verilir mi” “dolandırılmışsın” “Ferrari zaten iyi değil” vs. gibi laflar etse gerçekten bütün bunları umursar mısınız? Onları aksine ikna etmeye veya kendinizi savunmaya dahi çalışır mısınız? Eve gidip forumlardan, intenet sitelerinden aldığınız arabanın iyi olup olmadığına vs. bakar mıydınız? Hayır hiç kimseyi umursamazdınız, ne düşündüklerinin bir önemi dahi olmazdı çünkü sahip olduğunuz şeyin değerini bilirdiniz, inancınız tam olurdu. “Kıskanmış olmalılar” veya “gerizekalılar herhalde” diye düşünürdünüz. İşte Network Marketing işinize de bu şekilde yaklaşmalı, böyle bir inanca sahip olmalısınız.
Şunu bilmelisiniz ki her şirketin, her tanınan kişinin, hayatta başarı elde etmiş her şeyin düşmanı, nefret edeni vardır. Sevdiğiniz sanatçıyı düşünün. Sizce o kişiyi seven kadar sevmeyen milyonlarca kişi var mıdır? Öyleyse o sevdiğiniz sanatçının kötü olduğu anlamına mı gelir? Sevdiğiniz markayı düşünün o markanın düşmanları da çok mudur? Çok sevdiğiniz bir yemeği düşünün sizce ondan nefret eden sayısız insan bulabilir miyiz? Peki cahilliklerinden veya kıskançlıklarından veya düşmanlıklarından dolayı Network Marketing işine negatif olan insanlar var diye bu endüstrinin kötü olduğu anlamına mı gelir?
Şu bir gerçek ki hayatta ne yaparsanız yapın eğer o alanda başarı elde etmeye başlarsanız seveniniz kadar düşmanınız da çok olur. Bu doğanın kanunudur. Eğer herkes beni sevsin, herkes yaptığım her kararı beğensin, herkes beni desteklesin diyorsanız maalesef kazanamayacağınız savaşın içindesiniz ve hiçbir girişimcilik işi, hiçbir dikkat çekeceğiniz bir iş size göre olmayacaktır. İşinize inanıyorsanız, ürününüze inanıyorsanız ve de sizin gibi bu endüstriyi seven, ürünlerinize bayılan, değer alan birçok insan varsa o zaman doğru, yararlı bir endüstrinin, işin içindesiniz demektir. Peki sizin gibi olan, sahip olduğunuz gibi bir fırsat arayan, sahip olduğunuz gibi ürünlere ihtiyacı olan insanlar sizce de dışarıda çokça var mıdır? Öyleyse neden onlara odaklanmıyorsunuz? Neden o insanları bulmaya çalışmak yerine negatif, her şeyi bildiğini sanan insanlara odaklanıp enerjinizi harcıyorsunuz?
Bizim işimiz kimseyi ikna etmek, inanç ve fikirlerini değiştirmek değil. Bizim işimiz sadece fırsat ve ürünleri insanlarla paylaşmak bu kadar. Eğer fırsatınıza, ürünlerinize, endüstriye inanıyorsanız, ama gerçekten inanıyorsanız o zaman işiniz çok kolay olur. Yanlış insanları umursamazsınız, enerjinizi bile harcamazsınız. Fakat inanmadığınızda işin dışına itilirsiniz. Bu endüstride başarılı olmak için sahip olmanız gereken tüm becerilerden vs. önce inanç gelir. Gerçekten inandığınızda, bildiğinizde, hiçbir dış yorum vs. sizi etkilemediğinde durdurulamaz olursunuz. Aksi halde her girişimde olduğu gibi bırakan, başarısız olan insanların arasına katılırsınız. Unutmamalısınız ki girişimci olacaksanız, insanların önüne çıkacaksanız, dikkat çekici bir iş yapacaksanız kalın bir deriye sahip olmayı, herkesi umursamamayı öğrenmelisiniz. Bu alanınızda başarıya ulaşmanın, en çok kazananların arasına girmenin tek yoludur.